13 Şub 2011

Sistem...

,
Sistem iş odaklıdır. İlkokul, lise ve dengi okullar iyi bir işe imkan sağlamak için insanları eğitir, eğitmez Ya da eğittiğini sanır. Dershaneler eğitimeyen yahut eğittiğini zanneden okulların çocuklara iş imkanı veremediğini düşünüp mantar gibi çoğalırlar. Çocuk, üniversiteyi kazanır. Artık işini yarı yarıya garintilemiştir. En azından teoride...

Çünkü sistem emme basma tulumbanın verdiği tazik gibi insanların beynine aynı tazikle “iyi bir iş iyi bir üniversiteden geçer” diye sokmaya çabalar. Nitekim başarırda...

Yani, üniversitede artık bilim akıl değil iş odaklı çalışmaya dahil olmuştur...

Bilim, iş değil midir? Hayır değil iş odaklı çalışmaya dahil olmuştur...

Bilim, iş değil midir? Hayır değildir!

Çünkü bilim sömürü değildir. Ama iş şu anki sisteme göre sömürür...

Sömürü olan bir yerde bilimden bahsetmeyi bırakın ismi bile kullanılmaz... Sadece kullanıldığı zannedilir...

Çocuk, üniversiteyi bitirmiştir artık... İş hazır değildir ama... İşi aramak için olağan üstü çaba sarfeder...

En iyi ihtimalle işi bulduğunu var sayarsak eğer; artık patronun kölesisindir. 15, 20 kişilik bir iş yerinde çalışıyorsan eğer haktan bahsetmek söz konusu dahi değildir...

Sayıyı arttırıp 50,100 kişiye çıkartırsan eğer yine aynı durum söz konusudur. Çünkü bu durumun sayı ile Hiçbir alakası yoktur.

Yani her patron, sisteme hizmet ettiği için kötüdür. Sistem onu kötü yapar onlar istesede istemesede...

Ama her türlü olan yine işçi'ye olur. İşçi ezilir. Hak arıyamaz... Sürekli sömürülür...

Çünkü sistem sömürü üzerine kuruludur...

Ve işçi işten atılır...

Yine iş aramaya başlar çocuk...

Gazete alır ilanları karıştırır... Herkes ama herkes tecrübeli eleman aramaktadır... İşin ilginç yanı yeni mezun olan kişiler hiç çalışmadan nasıl tücrübe kazanacak? Kime bunu bilmemektedir.

İş bulunur ve başlanır... Oran her ne kadar düşük olsada en iyi ihtimal ile, o işten çocuk emekli olur...

Ama artık iş bitmiştir... Bir göz toprağa bakar yani...

Tabi iş yerinde çalışırken ölmeyeceğini kimse garanti edemez... Malum emeklilik yaşı...

Ancak bu emeklilik süreci çabuk gelmez... Bunun için en az beş gün boyunca sabah akşam aklın iştedir... Hafta sonu 2 gün boyunca ne kendine nede başkasına yorgunluktan vakit ayırmadan geçer... Ve yine Pazartesi günü olur... Yine iş...
Bu sırada aşka da vakit yoktur...

Çünkü manevi Dünya sıfırdır sistemde...

Birileri çıkar bu sisteme “dur” der yahut demeye çalışır en azından... Ama bakarlar ki baş edemiyecekler bırakırlar sonra... Onlarda sisteme katkıda bulunmaya başlarlar...

Ya patron olurlar...

Ya işçi...

Sistem işlemeye devam eder...

Tüm bunlar olur çünkü sisteme para gereklidir... Daha çok para daha çok güç dmektir...

İşçi yine ezilir...

Patron yine taşerondur.

...

VOLKAN KAHYALAR

5 Şub 2011

Dünyada neler oluyor?

,
Emperyalizmin kaynağı paradır. Para olmaz ise emperyalizm olmaz. Olamaz...
Çünkü, onu var eden sadece paradır. Onu bu derece acımasız yapan da odur... Daha çok büyümesi için emparyalizmin daha fazla paraya ihtiyacı vardır. Çünkü daha fazla para daha fazla güçtür.

Bu sebepten dolayı gücüne güç katacak liderleri halkın önüne koyar. Halk'ın başka çaresi olmadığı için, daha doğrusu öyle olmasını zannettirmek için emperyalizm çalıştığı için halk taleplerini dile getiremez. Sadece liderlerin bu talepleri anldığını zanneder...

Ancak liderler kendi lüksleriyle uğraşırlar... Malum eğer halkın sorunlarına inerlerse sorun çözülmek zorunda kalır... Ancak bu takdirde emperyalizmin tüm oyunları sona ermiş olur...

Anlayacağınız emperyalizm, birkaç ailenin cebine para girmesi için milyonlarca insanın yaşamının sona ermesidir...

İşte emperyalizm budur!

Emperyalizm, bu çerçeveler doğrultusunda İran'da yapmış olduğu gibi o anki çıkarlarına uygun olan değişiklikleri yapmak amaçlı liderleri değiştirir. Bu değiştirmelerde çeşitli yöntemleri uygular. Ki bu durum teferruattır.

Bu duruma örnek ülke onlarcadır. Bu onlarca ülke içerisine Türkiye'de girmektedir. Ki zamanı dolan AKP'nin temizlenmesi açısından yani ülkenin liderlerinin temizlenmesi açısından muhalefetin temizlenmesi böylece iktidarın oylarının bölünmesi durumu, kaset olayının baş göstermesi ile meydana gelmiştir.

(Önceki yazımda bu konuya değinmiştim. İsteyenler okuyabilirler:http://blog.milliyet.com.tr/Olmasi_kuvveti_muhtemel_bir_teori___/Blog/?BlogNo=243316 )

Ancak İran, almış olduğu değişiklik ile gücünü ABD tarafına değil ABD karşıtı olarak kullanınca işler karışmış. Yani, “Emperyalizmin hesabı, İran'a uymamıştır.”

Konunun başlangıcında da bahsettiğim üzere, Emperyalizmin çıkarlarına sermaye açısından ters düşen bir durumdur bu durum. Bunun temel sebebi ise, İran'da kurulan İslam Cumhuriyeti'nin ABD Avrupa ve İsrail gibi devletleri siyonist devlet olarak ilan etmesidir.

Çünkü bu durumda emperyalizm için gerekli olan para kaynağı İran'a girememiş. Ve Ortadoğunun kontrolünü tehlikeye sokmuştur.

ABD bu durumdan büyük dersler almıştır. İşlerini daha sağlam kazığa bağlamanın yöntemlerine düşmüştür. Tüm bu olaylar olur iken Emperyalizm kontrol altına almak istediği ülkeler açısından maddi kaynaklara hiç olmadığı kadar ihtiyaç duymuştur. Bu çerçevede ortaçağda olduğu gibi şimdi de değerli taşlar için Avrupa kontrolünde olan Afrika'yı kendi kontrolüne çekmek ve İran'da olan didatörlük gücünü ABD'den alıp ABD'ye kafa tutma durumunu ortadan kaldırmak amaçlı sözde bir halk hareketi gerçekleştirmiştir.

Sözde diyorum. Çünkü hem 30 yıldan beri uyuyan bir milletin birden uyanması beklenmez hemde bu uyanmanın gerçekleşmesinin hemen aynı merkezden olması beklenmez. (Ki bildiğiniz üzere cuma namazı çıkışı herkes aynı anda sokaklara dökülmüştü. Ki Mısır gibi bir ülkede sadece bir tane cami olduğunu düşünmek merkezi hareketlenme açısından ilginçtir.)

Dünya basınına baktığımızda şu haberleri görürüz:

İngiliz Daily Telegraph gazetesine göre, Mısır’da yönetimi sallayan isyan, üç yıl önce ABD’de hazırlandı. 2008 yılında ABD’nin Kahire’deki elçiliğinin yardımıyla, Mısır’ın önde gelen bir rejim muhalifi Newyork’a gelerek, ABD sponsorluğunda eylemciler için düzenlenen bir zirveye katıldı. Aynı yıl Aralık ayında Kahire’ye dönen rejim karşıtı eylemci lider, Amerikalı diplomatlara, birleşen muhalif grupların Mübarek’i devirme plânı hazırladığını bildirdi.

Wikileaks’in son belgeleri ise Mısır’daki sokak hareketlerinin ABD tarafından finanse edildiğini gösteriyor. ABD Büyükelçiliği’nden Washington’a gönderilen belgeler, ABD Uluslararası Gelişim Ajansı’nın (USAID) 2008’de 66.5 milyon, 2009’da ise 75 milyon dolarlık yardımlarla Mısır’daki siyasi gruplara destek verdiğine işaret ediyor.
n Norveç’in Aftenposten gazetesinin yayımladığı ikinci belge, ABD’nin Mısır’daki muhalif hareketin güçlenmesi için harcadığı paranın hem Mısır hükümeti tarafından yürütülen programlara, hem de Mısırlı ve ABD’li sivil toplum örgütlerine verildiğini ortaya koydu. ( Kaynak :http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/yazargoster.php?haber=16764 )

Tüm bunların yanında Obama'nın zenci, müslüman soyundan ve Afrika kökenli olduğunu, buda yetmezmiş gibi önceki seçimlerde baraj altına kalan Obama'nın kimse ondan bahsetmezken , şimdiki ABD seçimleri olmada önce Obama'nın sanki daha ABD başkanı olmuş gibi hayatını anlatan kitaplarının basılmasını da ekleyince...

Durun daha bitmedi...

Mısırlı askerlerin büyük kısmının ABD'de yetiştiği Ya da ABD askerleri tarafından yetiştiğini de düşününce Mısırda neden Askerlerin halka dokunmadığını anlayabiliriz...

Tayip Erdoğan'ın da Obama gibi halkın sesine kulak verin demesi muhalif seslerden “O hareketlenme halk hareketi de kendi halkının yaptığı halk hareketi değil mi?” denilerek yorumlansa da aslında aynı kelimeleri söyleyen başbakanın arabuluculuk yapacağının sinyallerini vermiştir.

Peki bu arabuluculuk ne kazandıracaktır?

“Türkiye, ABD'nin Ortadoğu karakoludur.” Diye açıkça konuşan hükümet kontrollü bir biçimde halkı galyana getirdiği gibi ortadan kaldıracaktır. Sonuçta halkın röportajlarına da baktığımızda herkes Mübarek'in gitmesini istemekte ancak kimin geleceğini konuşmamaktadır. Belki de konuşmakta ancak bu televizyonlara yansımamaktadır. Ancak her iki durumda da basının belli güçler tarafından yönetildiğini düşünüldüğünde başa gelecek kişinin yine ABD'nin getireceği bir kişinin olacağı aşikardır.

Böylece konunun başında ki emperyalizmin para kaynağı yoluna tüm hızıyla devam edecektir.

Ancak, burada akla neden bu damlar gitmeli? Zaten bunları ABD getirmedi mi sorusu gelecektir.

Bu sorunun cevabı ise, İran durumunda sakılıdır. İran gibi Mısır da ABD'den aldığı gücü kendi iç dinamiğine çevirme durumu olduğu için bu emperyalizimin çıkarlarına ters düşmektedir. Bu sebepten Emperyalizme göre liderler değişecektir. Değişmelidir.

Hatta bu sebepten dolayı da önceden bahsetmiş olduğum AKP'nin gitme süreci sebebi ne şekilde olursa olsun hızlanacaktır (Tekrar hatırlatmak için http://blog.milliyet.com.tr/Olmasi_kuvveti_muhtemel_bir_teori___/Blog/?BlogNo=243316 )

Uzun lafın kısası: “Afrika'da sermaye el değiştiriyor, halk ise yine bildiğiniz gibi; ezilmeye devam ediyor...”

VOLKAN KAHYALAR

Eh be kardeşim!

,
Dünyanın nasıl bir düzen içerisinde olduğunu söylememe gerek gerek yoktur sanırım. Bu düzen içerisinde düşünemezsin...

Putlarını kıramazsın yani...

Sağlığın yoktur...

Başın için alırsın kıçın ağırır... Kıçın için alırsın kolun ağırır...

Ve sistem bu yüzden senden sürekli para kazanır...

Zaten sistem olmazsa parada olmaz. Para olmazsa sistemde...

Hal böyle iken birde eğitime el atar sistem...

Kendinden olanı över, olmayanı döver...

Anlayacağınız bizde o sistemin içinde olduğumuza göre oluruz eğitimsiz...

Onun yüzünden olur parasızlık...

Onun yüzünden olur açlık...

Birde doğa olayları vardır...

Normalde olması gerekenden yüzlerce kat daha fazla zararlar verir doğa bu sistem içerisinde...

Anlayacağınız her sene bir kıbrıs kadar yer onun yüzünden gider...

İşçi onun yüzünden ezilir...

Haklar onun yüzünden işçi yerine işverene verilir...

Hukuk, onun yüzünden yok olur...

Velhasıl... Konuyu toplayacak olursak...

Eğitimsizlik o...

Parasızlık o...

Hukuksuzluk o...

Emekçinin ezilmesi o...

Sağlıksız yaşam o...

Herşey o...

Eh be kardeşim!

O halde sistem, “O...”

Anladınız siz...

VOLKAN KAHYALAR
 

1 Fikir Ver ! Görüş, Yorum, Anlayış farkı... Copyright © 2011 -- Template created by O Pregador -- Powered by Blogger Templates